Tanrıların Dağı Nemrut
Dünyanın en yüksek açık hava müzesi olarak tanımlanabilir Nemrut dağı. Nemrut’un zirvesi sadece olağanüstü heykelleri görmek için değil, muhteşem manzara ve gün batımını izlemek için de görülmesi gereken bir yer!
Tanrıların dağının kısacası tarihçesine bir bakalım: Bundan yaklaşık 2400 yıl önce şu anki Adıyaman şehrinin tümünü ve Gaziantep ilinin kuzeyini içine alan bölgede “Kommagene” olarak anılan yarı bağımsız bir krallık vardı. (MÖ. 109 – MS. 72) Anadolu’ya özgü bir krallık olan Kommagene krallığından günümüze ulaşan en önemli eserlerinden biri Nemrut’tur.
Kommagene’nin en parlak döneminde hükümdar olan Kral I. Antiochos tanrılara ve atalarına minnettarlığını göstermek için görkemli bir anıt mezar inşa ettirmiştir; bu yapı helenistik dönemin en görkemli yapılarından biridir. 1782 de keşfedilen mezar tepesi, 1987 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’nde kültürel varlık olarak yerini almıştır. Görkemli Kommagene kralı mezarı, denizden 2100 metre yüksekliktedir. Halen kralın mezar odasına ulaşılamamıştır.
Tümülüsün (Tümülüs, latince bir sözcük olup, bir mezar ya da mezarlıkları içeren toprak yığılarak oluşturulmuş tepeciklere verilen isimdir) üç tarafını çevreleyen kutsal alanlar bulunmaktadır; bunlar doğu, batı ve kuzey terasları olarak adlandırılmaktadır. Doğu ve batı teraslarında büyük boyutlu heykeller, kabartmalar ve yazıtlar bulunurken, kuzey terası ise doğu ve batı teraslarını birbirine bağlayan tören yoludur.
Genel Yayın yönetmenimiz psikolojik astrolog Gülden Bulut'un astrolojik semboleriyle birlikte anlattığı bu yazının devamını Zodyak Astroloji Dergisi'nin 8. yaz sayısından okuyabilirsiniz.
Astroloji Akademisi sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.