Risâle-i Sî Fasl & Nasirüddin Tusi
Doç. Dr. Esra KARABACAK
ÖZET
Ahmed-i Dâ’î 14. asrın ikinci yarısı ile 15. asrın ilk yarısında yaşamıştır. Bu dönemin önde gelen şair ve mütercimlerindendir. Ahmed-i Dâ’î dinî ve edebî eserlerin yanısıra birkaç önemli ilmî eseri de Türkçeye tercüme etmiştir. Bunlardan en önemlisi, Nasîrüddin-i Tûsî (1201-1274)’nin astronomi ve astroloji hakkında kısa ve özlü bilgiler veren ve Risâle-i Sî Fasl (Otuz Bölümlük Risale) adıyla meşhur olan el-Muhtasar fî İlmi’t-Tencîm ve Marifeti’t-Takvîm (Astronomi ve Takvim Bilgisi Hakkında Özet Kitap) adlı eseridir. Farsçadan tercüme edilen ve otuz bölümden meydana gelen bu eserde, ebced hesabı, Hicrî, Rûmî, Fârsî ve Celâlî takvimleri, gezegenler, burçlar, ayın durumları, saat türleri ve astronomi konularıyla bazı astroloji konuları bölümler halinde yalın bir Türkçe ile aktarılmıştır.
Ahmed-i Dâ’î gibi mütercimlerin, Arapça ve Farsça gibi diğer İslâm dillerinden yapmış oldukları bu tarz tercümeler, kısa bir süre içinde Anadolu’da da bilimin yerleşmesinde etkili olmuştur. Ayrıca, eserin içeriğindeki bazı unsurlardan dolayı kelâm, felsefe ve matematik gibi bilim dallarının da önem kazanmasını sağlamıştır. Astronomi alanında yeni çalışmaya başlayanların bu alanı iyi kavrayabilmesi için de önemli bir eserdir. Bu çalışmada eserin günümüz Türkçesine olabildiğince esnek çevirisi, eserdeki terimler, anlamları ve genel dil özellikleri bakımından değerlendirilmesi üzerinde durulmuştur. Çalışma, Türk bilim tarihi, Türk dili, Türkçe terim dili, astronomi ve astroloji alanlarındaki çalışmalara kaynak olacaktır.
[…]
*Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir.
** Doç. Dr. Yakın Doğu Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, El-mek: karabacakesra@gmail.com
14.asrın ikinci yarısı ile 15. asrın ilk yarısında yaşamış olanAhmed-i Dâ’îönemli birşair ve mütercimdir.Dinî ve edebî eserlerin yanı sıra birkaç önemli ilmî eseri de Türkçeye tercüme etmiştir. Bunlardan en önemlisi, Nasîrüddin-i Tûsî(1201-1274)’nin astronomi ve astroloji hakkında kısa ve özlü bilgiler veren ve Risâle-i SîFasl(Otuz Bölümlük Risale) adıyla meşhur olan el-Muhtasar fî İlmi’t-Tencîm ve Marifeti’t-Takvîm(Astronomi ve Takvim Bilgisi Hakkında Özet Kitap) adlı eseridir. Eser Farsçadan tercüme edilmiştir ve otuz bölümden meydana gelmiştir.Eserde astronomi veastrolojiyle ilgili konularbölümler halindeyalın bir Türkçe ile aktarılmıştır.Ahmed-i Dâ’î gibi mütercimlerin, Arapça ve Farsça gibi diğer İslâm dillerinden yapmış oldukları bu tarz tercümeler, kısa bir süre içinde Anadolu’da da bilimin yerleşmesindeetkili olmuştur.Astronomi alanında yeni çalışmaya başlayanların bu alanı iyi kavrayabilmesi için de önemli bir eserdir. Bu çalışma eserin günümüz Türkçesineesnekçevirisi, eserdeki terimler, anlamları ve genel dil özellikleri bakımındanbir değerlendirme üzerinde durulmuştur.Eserin çevirisinde her bölümün genel anlamı ve önemli olan ya da vurgulanması gereken yerlerin tam çeviri şeklinde verilmesine özen gösterilmiştir.
Eserin başında, bu risalenin çevireninAhmedDâ'îolduğu,eserin adının Risale-i SîFasl olarak anıldığı, son devir alimlerinin en önemlilerinden Hoca NasîrTûsî tarafından Farsça yazıldığı ve AhmedDâ'î’ninTürkçeye tercüme ettiği belirtilir. Astronomi alimlerine eseri kolay anlamaları için dua cümlecikleri verildikten sonraeserin otuz bölümden ibaret olduğu belirtilmiş ve bu otuz bölüm anlatılmaya başlanmıştır.
1. bölüm:
Cümel hesabı hakkındadır. Cümel hesabı harfler üzerine kurulmuştur. Bu hesap yirmi sekiz harftir. Dokuzu birler basamağı, dokuzu onlar basamağı, dokuzu yüzler basamağı ve biri bindir. Sayılardan fazla olanı önce yazarlar, az olanı sonra yazarlar. Meselâ, yâ elif on birdir, kâfbâ yirmi ikidir, lâm, cîm otuz üçtür. Kâf, mîm, hâ yüz kırk beştir, gayn, zâl, fâ, tâ bin yedi yüz seksen dokuzdur. Bin sayısı birlikte kullanıldığı diğer sayılardan sonra yazılır. Mesela, yâ, gayn iki bin olur. Kâf, gayn yüz bin olur. Hâ, lâm, hâ, sâd, fâ, gayn, zâl, lâm, cîm, gayn, şîn, sîn, dâl altı yüz otuz beş bin, kâf, zâ bin ve yedi yüz otuz üç bin üç yüz altmış dört olur.
2. bölüm:
Haftanın günlerini ve onların alametlerini bildirir.Yekşenbe, pazar (elif); düşenbe, pazartesi (bâ); seşenbe, salı (cîm); çahârşenbe, çarşamba (dâl); pençşenbe, perşembe (hâ); cum’a, cuma (vâv); şenbe cumartesi (zâ).
3. bölüm:
Arap tarihini bildirir. Ayların adı: Muharrem (30), Safer (29), Rabiyülevvel (30) Rabiyülahir (29), Cemâziyel evvel (30), Cemâziyelahir (29), Recep (30), Şa‘ban (29), Ramazan (30), Şevval (29), Zilkade (30), Zilhicce (29). Ayın ilk gününü hilâli görerek tespit ederler. Bazı aylar otuz gündür. Bazıları ise yirmi dokuz gündür. Bundan fazla veya eksik olmaz. Günler ayın kaçıncı günüyse o rakamla gösterilir.Ayın ilk gününe gurre, otuzuncu gününe ise salâh derler. Bir ay bittiğinde takvimin ayın bittiğini gösteren sayfasında, sayfanın sağ yanında yeni ayın adı yazılır. Hesap yapanlar yılın ilk ayını otuz gün olarak alırlar. İkinci ayı yirmi dokuz kabul ederler. On iki aya kadar, otuz ve yirmi dokuz sıralarlar. Her üç yılda bir Zilhiccenin sonuna bir gün eklerler. O yıl Zilhicce otuz gün olur. O güne kebisederler. Bu tarihin başlangıcı Hz. Muhammed’in Mekke’den Medine’ye hicreti olarak kabul edilir.
4. bölüm:
Rumî tarihi bildirir. Ayların adı: Teşrini evvel (31), Teşrini sânî (30), Kânûnı evvel (31), Kânûnısânî (30), Şubat (28, 29), Âyâr (31), Huzeyrân (30), Temmûz (31), Âb (31), Eylûl (30). Dört ayın günleri otuz olur. Teşrini sânî, Nisan, Huzeyrân ve Eylül otuz gündür. Kalan yedi ayın günleri, Şubat hariç, otuz birdir. Şubat üç yıl arka arkaya yirmi sekiz, dördüncü yıl yirmi dokuz olur. O güne kebîsedenilir. Gün ayın kaçıncı günüyse o güne ait sayıyla gösterilir.
5. bölüm:
Farisî (İran) tarihini bildirir. Ayların adı: Ferverdin, Urdibehişt, Hurdâd, Tîr, Murdâd, Şehrivâr, Mihr, Âbân, Âzar, DeyDîh, Behmen, İsfendârmend.
Bu aylar otuz gündür. Her yıl İsfendârmend ayının sonuna beş gün eklerler. Bu beş güne hamse-i müşterika denilir. Ayrıca İranlılar bu aylara eskiye ait anlamında kadimî derler. Bu tarihin başlangıcı (İran) Acem hükümdarlarının sonuncusu olan Yezdcürd’ün tahta geçişi olarak kabul edilir. Her günü kendi adıyla yazarlar. Günlerin için Farsçada Ürmüzd, Behmen, Urdibehişt, Şehryâr, İsfendârmâz, Hurdâd, Murdâd, Dîbâdur, Azerâbân, Hurmâh, Tîrcûş, Deybihr Mihr, Sunuş, Erbeş, FerverdînBehrâm, Râm,Dîn, İrdEştâdÂsımâr, ZâmyâdMârisfend, Enîrân kelimeleri kullanılır.
6. bölüm:
Melikşah tarihini bildirir. Sultan Celaleddin zamanında bir tarih ortaya konulmuştur. Aylarının adı İranlılarla aynıdır. Her ay otuz gündür. Hamse-i müşterikasıİsfendârmend'in sonuna eklenir. Her dört veya beş, yılda bir gün hamse-i müşterikanın sonuna eklerler. O yıl hamse-i müşterika altı gün olur. Ona kebîse adı verilir. Ferverdin ayının ilk gününü güneşin öğle vakti balık burcundan koç burcuna dönüştüğü gün olarak alırlar. Ve o güne Nevruz derler, yılbaşı olarak kabul ederler. Bazıları Ferverdin ayının ilk gününü ve diğer ayların ilk gününü öğle vakti güneşin bir burçtan diğer bir burca dönüştüğü, geçtiği gün olarak alırlar. İranlılar bu aylara Celâlî derler.
7. bölüm:
Yıldızları bildirir. Yedi yıldıza seb'a-i seyyare adı verilir. Bunlar, zuhal (lâm), müşteri (yâ), merih (hâ), şems (sîn), zühre (hâ), utârid (dâl), kamer (râ)'dır. Bunların herbiri bir felektedöner. Takvimde alametleri herbirinin adlarının son harfidir. Bu yedi yıldızdan güneşle aya cisimlenmiş iki ışık (neyyireyn) derler. Güneşe en yüce ışık, aya en küçük ışık derler. Kalan beş yıldıza beş şaşkın yıldız (hamse-i mütehayyire) derler. Herbiri hareketi sırasında bir yön takip eder.Zuhal ve Müşteriye (ulviyyeyn) iki yüce, Zühre ve Utaride iki aşağılık (süfliyyeyn) derler. Bu yıldızların hareketleri çeşitlidir. Sabitler adı verilen kalan yıldızların hepsi sekizinci felektedirler. Bu sekizinci feleğe atlas felek, en yüce felek ve feleklerin feleği derler.
8. bölüm:
Burçları bildirir. Sekizinci felek on ikiye ayrılır. Herbirine burç adı verilir. Her burç otuza ayrılır. Herbirine derece derler. Her dereceyi altmışa bölerler. Herbirinesâlisederler. Râbi'ave hâmiseâşireyekadar ayırırlar. Burçların adı: Koç (hamelhâ), boğa (sevr (elif)), ikizler (cevzâ (bâ)), yengeç (seretân (cîm)), aslan (esed (hemze)), başak (sünbüle (hâ)), terazi (mîzân (vâv)), akrep (akreb (râ)) yay (kavs (hâ)), oğlak (cedy (tâ)), kova (delv (sîn)), balık (hût (yâ)). Yıldız, her gün, her burçta kaç derece, kaç dakika hareket ederse o sayıyı yazarlar. Derecenin alameti yirmi dokuzdan fazla olmaz. Otuz olursa burç olur. Dakikanın sayısı elli dokuzdan fazla olmaz. Altmış olursa derece olur.Takvimde tarih cetvellerinden sonra yedi cetvel çizerler. Yedi yıldız için her gün her cetvelde üç rakam yazarlar. İlki, burç alameti; ikincisi, derece alameti; üçüncüsü, dakika alametidir.
9. bölüm:
Yıldızların hareket miktarlarını bildirir. Güneş feleği bir yılda dolaşır, her burcu bir ayda dolaşır. Ay yirmi sekiz günde dolaşır ve bir günün üç parçasının birinde dolaşır. Her burca iki buçuk günden fazla veya eksik zamanda ulaşır. Zuhal otuz yılda ulaşır. Her burcu buçuk (yarım) yılda dolaşır. Her on iki buçuk ayda dört buçuk ay döner. Müşteri on iki yılda ulaşır.Her burca bir yılda varır. Her on ayda dört ay döner. Merih bir yıl ve on buçuk ayda ulaşır. Her burç doğru ve çabuk olarak bir buçuk ayda döner. Her iki yılda da bir buçuk ayda iki buçuk ay dönmüş olur. Zühre, aşağı yukarı on üç ayda yol alır. Her burcu doğru ve çabuk olarak yirmi sekiz günde dolaşır. Herbir yıl ve yedi buçuk ayda bir buçuk ay döner.
10. bölüm:
Kesişme noktasınınve ayın burçların bulunduğu yere uzaklığını bildirir. Güneşinburçların ortasında daima üzerinde hareket ettiği bir daire vardır. Ona burçlar bölgesi denir. Bu bölge burçların felek bölgesinin altında ve beraberindedir.Ayın da güneşin karşısında hareket ettiği bir daire vardır. Bu daire iki yerde birbiriyle kesişen on iki daireye bölünmüştür. Kesişme noktalarına cevzehri, ukdeteyn denir. Ayın dönüşünün yarısı kuzeyde olur. Güneşin dönüşünün yarısı ise güneyde olur. Ayın geçtiği kısım kuzeyde olduğunda ona baş(re's) derler, güneyde olduğunda ona kuyruk(zeneb) derler. Ayın dönüşü güneşin dönüşünden iyice uzak olduğunda ay enlemi denir. Ayın takvimine ayın boylamı denir (tûl-i kamer). Baş ve kuyruğun hareketi zıttır.Hamse-i mütehayyirenin de enlemi olur. Bazı takvimlerde her yıldızı ayrı bir cetvelde gösterirler. Güneşin enlemi yoktur. Fazla ve eksik alameti olarak sonundaki birkaç harfi yazarlar (kalan harfleri yazarlar). Mesela, zâyid- yid, nâkıs- kıs
11. bölüm:
Saatler ve saatlerin yükseklikleri bildirilir. Gece ve gündüzü yirmi dörde ayırmışlardır. Her saati altmışa ayırmışlardır. Herbirine dakika derler. Takvimde her günün karşılığında saatler ve dakikalar sayıyla bildirilir.Güneşi oğlağa dönüştürüp yengecin önüne ve arkasına gün eklenir. Gece kısalır. Güneşin yengece dönüştüğü zaman günlerin uzadığı, gecelerin kısaldığı zamandır. Güneş oğlağa dönüştüğü zaman günlerin kısaldığı, gecelerin uzadığı zamandır. Güneş koç ve teraziye doğru döndüğü zaman gündüz ve gece eşit olur. Bu saatlere eşit saatler denir. Her günü ve geceyi ayrı ayrı on ikiye bölerler. Buna zaman saati ve eğik saat denir.
12. bölüm:
Yıldızların (görünüşü) duruşu ve simetrikliği hakkındadır. İki yıldız bir burçta, bir derecede, bir dakikada toplansa ona birleşme denir. Eğer bu durum güneşle ay ortasında olursa ona toplanma denilir. Eğer güneşle hamse-i mütehayyire ortasında olsa ona yaklaşma denir. Bir yıldız bir burçta olsa ve bir yıldız da onun üçüncü burcunda olsa, derece ve dakikaları aynı olsa ona altılanmış (tesdîs) denir. İkisinin arasında altı felek olur. Bir yıldız bir burçta olsa, ve bir yıldız dördüncü burçta olsa ona dörtlenmiş (terbî‘) denir.Eğer bir yıldız bir burçta olsa ve bir yıldız beşinci burçta olsa ona üçlenmiş (teslîs) denir.Zühre ve utaridin güneşle yaklaşması sırasında farklı bir görünüş yoktur.Simetri iki türlü olur. Birincisi, iki yıldız arasında iki yerde olur. Güneş o iki yere gelince ikisinin gündüz ve geceleri birlikte olur. Uzaklığı eşit olan yengeç ve oğlağın başından itibaren iki yer birliktedir. İkincisi iki yıldız arasında olur. Yani iki yıldız iki yerde olur.
13. bölüm:
Ayın diğerleriyle karışması(birlikte olması) ve geri kalan durumlarını bildirir. Takvimin sol yanında önce haftanın günleri belirtilir. İkinci cetvelde Arabî ayların günlerini adları, sayıları ve rakamlarıyla yazarlar. Bir cetvelde ayın yerini yani ayın gün ortasında üzerinde olduğu burcu yazarlar.Sonraki cetvelde ayın bir burçtan diğer bir burca geçişi saatini, gündüz belirtisini, eğer değişim gündüz olsa alamet olarak lâm, gece olsa alamet olarak mîm yazarlar.Ayın görüşlerinin düştüğü altı yıldız belirtilir. Önce, güneşin hamse-i mütehayyirenin felekleri üzerinde düzenli şekilde günün veya gecenin beraberindeki hareketi anlatılır. Bu yıldızın cetvelini o günün rakamı ve saatiyle ve gece alametiyle bildirirler. Bu birleşmeye ayın birleşmesi (karşılaşması) derler.Gündüzü ve geceyi belirtirler.
14. bölüm:
Ayın yerlerini(iniş yerlerini) belirtir. Yirmi sekiz yeri vardır. Bunlar: şartîn, battîn, süreyyâ, deberân, hak‘a, han‘a, zirâ‘, nesre, tarafa, cebhe, zebere, sarafa, avâ, semâk, gufra, zebânâ, iklîl, kalb, şûle, ne’âyim, belde, zâyic, bel’, su’ûd, ahbiye, mukaddem, muahhar, rişâ ve ay her gün bir yerde olur. Bazen bir yerde bir günden fazla olur, bazen de eksik olur.On iki burç vardır. Yerleri yirmi sekizdir.
15. bölüm:
Yıldızların ortaya çıkışını ve gizlenmesini anlatır. Onların birleşmeleri ve yön çizmeleri gün ortasında olur. Karşılaşmaları güneşe dönmeleri gün arasında olur. Zühre ve Utarid aynı yönde olur. Dönmeden önce batıdan kaybolurlar. Sonunda doğudan ortaya çıkarlar. Her birleşmeden önce kendi yönü üzerinde doğudan kaybolur.Takvimde yıldızların kayboluşunu ve ortayaçıkışını tam birleşmede yazarlar. Yeni ayın hilali batıdan güneş doğduğu yerden, güneyden veya kuzeyden olacak şekilde belirtilir.
16. bölüm:
Takvimde belirtilen faydalı bilgiler hakkındadır. Her günün karşılığında o günde ne yapılması gerektiğini anlatır. Ayrıca hangi işlerin yapılmaması gerektiğini anlatır. Önceki yılın durumunu ve gelecek yılın durumunu belirtirler.Tarihlerin rakamlanması yapılır.
17. bölüm:
Yıldızların evlerini ve onlara bağlı olanları bildirir. Oğlak ve kova zuhalin evleridir. Balık ve yay müşterinin evidir. Koç ve akrebmerihin evidir. Boğa ve terazi zührenin evidir. Cevza ve sünbüleutaridin evleridir. Yengeç ayın evidir. Aslan güneşin evidir. Her yıldızın karşılığı ayrı bir evdir. Ayla güneş evleri zühalin evleridir. Zuhalin evleri güneşle ayın karşılığıdır. Müşteri evleri utaridin karşılığıdır. Merihin evleri zührenin karşılığıdır.
18. bölüm:
Yıldızların yükselişini ve inişini bildirir. Güneşin yükselişi koç burcunun on dokuzuncu derecesinde olur. Ayın yüksekliği boğanın üçüncü derecesinde olur. Zuhalin yüksekliği terazinin yirmi birinci derecesinde olur. Müşterinin yüksekliği, yengecin on beşinci derecesinde olur. Merihin yüksekliği oğlağın yirmi sekizinci derecesinde olur. Zührenin yüksekliği balığın yedinci derecesinde olur. Utaridin yüksekliği başağın on beşinci derecesinde olur.
19. bölüm:
Üçlü şekiller ve üçlü şekillerin bölümlerini bildirir. Koç, aslan ve yay bir evde birleşirler. Bu üçgenin sahipleri güneş, müşteri ve zuhaldir.Boğa, başak ve oğlak toprağa bağlıdır. Onlar bir üçlü meydana getirirler ve bu üçlünün sahipleri gündüz zühre, ay ve merihtir.İkizler, yengeç ve kova havaya bağlı bir üçlüdür. Bunun sahibi gündüz zuhal, utarid ve müşteridir.Yengeç, akrep, yay suya bağlıdır.Bu üçlülerin sahibi gündüz merih, zühre ve aydır.
20. bölüm:
Mütehayyire yıldızlardan sınırlarını bildirir.Koç burcu otuz derecedir. Altı derecesi müşteri sınırıdır. Altısı zühre sınırıdır. Sekiz derecesi utaride doğrudur. Beş derecesi merihindir. Boğa burcu da otuz derecedir. Sekiz zühre sınırıdır. Altısı utarid sınırıdır. Sekizi müşteri sınırıdır. Beş derecesi zuhal sınırıdır. Üç derecesi merihtir. İkizler burcu otuz derecedir.Altı derecesi utarid sınırıdır. Altı derecesi müşteri sınırıdır. Beş derecesi zühre sınırıdır. Yedi derecesi merih sınırıdır. Altı derecesi zuhal sınırıdır. Yengeç burcu otuz derecedir. Yedi derecesi merih sınırıdır. Altı derecesi zühre sınırıdır. Altı derecesi utarid sınırıdır. Yedi derecesi müşteri sınırıdır. Dört derecesi zuhal sınırıdır. Aslan burcu otuz derecedir. Altı derecesi müşteri sınırıdır. Beş derecesi zühre sınırıdır. Yedi derecesi zuhal sınırıdır. Altı derecesi utarid sınırıdır. Altı derecesi mürrih sınırıdır. Başak burcu otuz derecedir. Yedi derecesi utarid sınırıdır. Yedi derecesi zühre sınırıdır. Dört derecesi müşteri sınırıdır. Beş derecesi merih sınırıdır. Altı derecesi zuhal sınırıdır. Terazi burcu otuz derecedir. Alt derecesi zuhal sınırıdır. Sekiz derecesi utarid sınırıdır. Yedi derecesi müşteri sınırıdır. Yedi derecesi merih sınırıdır. Akrep burcu otuz derecedir. Yedi derecesi merih sınırıdır. Dört derecesi zühre sınırıdır. Sekiz derecesi utarid sınırıdır. Beş derecesi müşteri sınırıdır. Altı derecesi zuhal sınırıdır. Yay burcu otuz derecedir. On iki derecesi müşteri sınırıdır.Beş derecesi zühre sınırıdır. Dört derecesi utarid sınırıdır. Beş derecesi zuhal sınırıdır. Dört derecesi merih sınırıdır. Oğlak burcu otuz derecedir. Yedi derecesi utarid sınırıdır. Yedi derecesi müşteri sınırıdır. Sekiz derecesi zühre sınırıdır. Dört derecesi zuhal sınırıdır. Dört derecesi merih sınırıdır. Kova burcu otuz derecedir. yedi derecesi Utarid sınırıdır. Altı derecesi zühre sınırıdır. Yedi derecesi müşteri sınırıdır. Beş derecesi merih sınırıdır. Balık burcu da otuz derecedir. On iki derecesi zühre sınırıdır. Dört derecesi müşteri sınırıdır. Üç derecesi utarid sınırıdır. Dokuz derecesi merih sınırıdır. İki derecesi zuhal sınırıdır.
21. bölüm:
Yıldızların genel durumunu bildirir. Her burç üçe bölünür. Koçtan başlayıp, baş kısmı koç burcunun sahibi olan merihe verilir. İkinci kısmını aslanın sahibi olan güneşe verirler. Üçüncü kısmını boğanın sahibi olan zühreye verirler. Boğanın ilk kısmını ikizlerin sahibi olan utaride verirler. İkinci kısmını yengecin sahibi olan aya verirler. Üçüncü kısmını oğlağın sahibi olan zuhale verirler. İkizlerin ilk kısmını yayın sahibi olan müşteriye verirler. İkinci kısmını zuhalin sahibi olan merihe verirler. Üçüncü kısmını aslanın sahibi olan güneşe verirler. Yengecin ilk kısmını boğanın sahibi olan zühreye verirler. İkinci kısmını ikizlerin sahibi olan utaride verilir. Aslanın ilk kısmını kovanın sahibi olan zuhale verirler. İkinci kısmını yayın sahibi olan müşteriye verirler. Üçüncü kısmını koçun sahibi olan merihe verirler. Başağın ilk kısmını aslanın sahibi olan güneşe verirler.ikinci kısmını boğanın sahibi olan zühreye verirler. İkinci kısmını balığın sahibi olan müşteriye verirler. Terazinin ilk kısmını aya verirler. İkinci kısmını zuhale verirler. Üçüncü kısmını müşteriye verirler. Akrebin ilk kısmına merihe verirler. İkinci kısmını güneşe verirler. Ve yayın ilk kısmını utaride verirler. İkinci kısmını aya verirler. Üçüncü kısmını zuhale verirler. Oğlağın ilk kısmını müşteriye verirler. İkinci kısmını merihe verirler. Üçüncü kısmını güneşe verirler. Kovanın ilk kısmını zühreye verirler. İkinci kısmını utaride verirler. Üçüncü kısmını aya verirler. Balığın ilk kısmını zuhale verirler. İkinci kısmını müşteriye verirler. Üçüncü kısmını merihe verirler. Merihin iki yanında olur. O zaman tekrar merihe döner. Biri koçtan biri balıktan. Balığın sonu koçun başıyla birleştiği için. Burçlar üçe ayrılır. Bazen bir burçta üçe ayrılırlar. İlkinde kendi sahibine verirler. İkincide o burcu üç parça halinde sahibine verirler. Sonra üçlünün sonuncusu olan burcun üçüncü parçasını verirler. Mesela, koçun ilk kısmını merihe, ikincisi güneşe, üçüncüsünü yayın sahibi olan müşteriye verirler. ilk olarak eve bağlı olan koçtur. İlki merihin üçte biridir. İkincisi güneşin üçte biridir. Üçüncüsü müşterinin üçte biridir. Boğa toprağa aittir. İlki üçte bir zührenin ikincisi utaridin üçte biridir, üçüncüsü, zuhalin üçte biridir ve ikizler rüzgara (havaya) aittir. İlki utaridin üçte biridir, ikincisi zührenin üçte biridir. Üçüncüsü zuhalin üçte biridir. Yengeç suya aittir. İlki üçte bir ayın, ikinci üçte bir merihin, üçüncüsü üçte bir ayındır. Yay ateşe aittir. İlküçte bir müşterinin, ikinci üçte bir utaridir, üçüncü üçte bir güneşindir. Oğlak toprağa aittir. İlk üçte bir zuhalin, ikinci üçte bir zührenin, üçüncü üçte bir utaridindir. Kova rüzgara (havaya) aittir. İlk üçte bir zuhalin, ikinci üçte bir utaridir, üçüncü üçte bir zührenindir. Balık suya aittir. İlk üçte bir müşterinin, ikinci üçte bir ayın, üçüncüüçte bir merihindir. Bu anlatılan kısımlara zican derler. Bazen bir burcu da dokuz kısma ayırırlar. Koçtan başlarlar. Koçun ilk parçasını koçun sahibi olan merihe verirler. İkinci kısmını boğanın sahibi olan zühreye verirler. Üçüncü kısmını ikizlerin sahibi olan utaride verirler. Dördüncü kısmını yengecin sahibi aya verirler. Koç tamam olunca ilk kısmını oğlağın sahibi olan zuhale verirler. İkinci kısmını kovanın sahibi olan zuhale verirler. Üçüncü kısmını balığın sahibi olan müşteriye verirler. Dördüncü kısmını koçun sahibi merihe verirler. Bunun gbi son burca kadar bu şekilde devam eder. Her burcun üç kısmı vardır. Her burç üçe bölünür. İlk kısım boğanın, başağın ve oğlağındır. üçü de toprağa aittir. İlk ve ikinci kısmı zuhalindir. Üçüncü kısmı balığın sahibi olan müşteriye verirler. Bu anlatılan kısma kaheyher derler. Ve bazıları nevber ve zebher derler. Her burcu on ikiye bölürler. Mesela koçu on ikiye bölerler. Her bölüm on iki dereceye bölünür. İlk kısmını kendi sahibine verirler. İkinci kısmını boğanın sahibine verirler. Üçüncü kısmını ikizler sahibine verirler. Dördüncü kısmı yengeç sahibine verirler. Bu şekilde on iki burç tamamlanır. Bu kısma on ikiye paylaştırma denir. Bir yıldız bir burçtan olursa, birkaç dakika o burçtan ayrılmış olsa iki buçuk derece o miktarın derecesi olur. Veya yıldızlar kendi paylarından eksiltirler. Kalan kısmın her derecesine on iki derece ve beş dakika ve sıranın kendisine gelmiş olduğu her burçtan her dakikaya on iki dakika derler. Sonra kaçıncıya ulaşırsa on ikisinin de yeri olur. Mesela, bir yıldız boğanın on bir derecesi ve kırk iki dakikasında olsa bu toplamdan on dört derece burcun payı olur. Boğayla, ikizler, yengeç, aslan arasındabir derece kalır, ona on iki derece olarak verilir.
22. bölüm:
Gezegenlerin ucunu ve alt kısımlarını belirtir. Her altmış altı yıl ve sekiz ayda güneş bir derece yol alır. Bunların aşağıları uçlarının karşısındadır. Ancak yıldız utaridin iki aşağısı ve iki ayrı üçlenmiş kısmı vardır. Bunun ucu yezdürd tarihine aittir. Üç zuhal yayın on derecesindedir. Üç müşteri başağın son derecesindedir. Üç merih asların on yedi derecesindedir. Üç güneş ikizlerin yirmi altı derecesindedir. Üç zühre ikizlerin sekiz derecesindedir. Üç utarid akrebin ilk derecesindedir. Aşağıdaki şekilleri de böylece anlaşılır. Hepsi farklı ziclere sahiptir. Üç ay toplanma karşılama vaktindedir.
23. bölüm:
Burçların durumunu bildirir. Koç, boğa ve ikizler bahara yakınlaşan burçlardır. Yengeç, aslan, başak yaz aylarına bağlıdır. Terazi, akrep, yay sonbahar aylarına bağlıdır. Oğlak, kova, balık kış aylarına bağlıdır. Bu dört bölümü evleriyle birleşen(evlerine dönen) burçlar derler. Koç, yengeç, terazi ve oğlak bu bölümlerin altında sabit burçlardır. Boğa, aslan, akrep ve kova bu alttaki sabit burçlardır. Bu bölümlerin altındaki burçlara zu'l-cesedeyn derler. Bu ikizler, başak, yay ve balık bahar, yaz burçları kuzeye ait ve değişkendir. Sonbahar ve kış burçları güneye ait ve aşağı doğrudur. Koç, erkek ve gündüze aittir. Boğa dişi ve geceye aittir. Bu şekilde biri dişi ve geceye aittir. Üçlü burçlar havaya ait, erkek ve gündüze aittir. Üç burç toprağa ati, suya ait dişi, geceye aittir. Ateş ve hava burçları sıcak olur. Toprak ve su burçları soğuk olur. Toprak ve ateş kurudur. Hava ve su burçları ıslaktır. Bahar ve kış burçları doğdukları yöne dönüktür, yani eğri dururlar. Yaz ve sonbahar burçları doğuş yerine tam doğrudur.
24. bölüm:
Yıldızların durumunu bildirir. Zuhal, merih uğursuzdur. Zuhal daha büyük uğursuzluktur. Daha küçüktür. Zühre yüksektir. Müşteri daha yükseklikte büyüktür. Zühre yükseklikte daha küçüktür. Utarid mutluluktur.Yüksekteki yıldızlar ve güneş erkektir. Zühre ve ay dişidir. Her erkek olan gündüze aittir. Ancak merihden ayrıdır. Zühre, merih ve ay geceye aittir. Merih ve güneş, sıcak ve kurudur. Müşteri ve zühre daha sıcaktır. Ay daha soğuktur.
25. bölüm:
Sonradan ortaya çıkan on iki burcu bildirir. Bunların benzerlerini bildirir. Doğudan doğan herhangi bir burç hangi zamanda olursa ona dönerler. İlk doğuşları yaşam evidir. İkincisi mal ve geçim evidir. Üçüncüsü erkek kardeş, kız kardeş ve bir yerden bir yere gitme evidir. Dördüncü eve toprağın direği derler. Padişahın, anne babanın ve geleceğin evidir. Beşincisi çocuk, sevgili ve yardım evidir. Altıncısı hizmetçi ve eziyet evidir, dört ayaklı küçük canlılar evidir. Yedinci ev kadın, ortak ve düşman evidir. Sekizinci ev korku, keder ve miras evidir. Dokuzuncu ev yolculuk, eğitim ve din evidir. Onuncu ev devlet ve sultan evidir. Bu eve gökyüzünün direği ve ortası derler. On birinci ev ümit, mutluluk ve dostlar evidir. On ikinci ev düşmanlar kötü kaderliler ve dört ayaklı canlılar içindir. Her evin derecesi ve dakikası vardır. Ona bulunma yeri derler.Bu evkere dördüncü, yedinci, onuncu direk derler. İkinci, beşinci, sekizinci, on birinciye eğik direk derler. Üçüncü, altıncı, dokuzuncu, on ikinci doğarken düşmüş haldedir. Sonra aşağıda yedinci, daha aşağıda ikinci, ondan da aşağıda on birinci ve bundan aşağıda beşinci ve daha aşağıda dokuzuncu, daha aşağıda üçüncü, ikinci ve sekizinci vardır. On ikinci ve altıncı kayıptır.
26. bölüm:
Yıldızların yapması gerekeni bildirir. Zuhal farklı onuncu evdir. Merih farkı altıncı evdir. Müşteri farkı on birinci evdir. Zühre farkı beşinci evdir. Güneş farkı dokuzuncu evdir. Ay farkı üçüncü evdir. Utaridin farkı sonradan gelir. Onun karşısında terk etme ve felaket vardır.
27. bölüm:
Yıldızların görünüşünü anlatır. Üçlü bütünüyle dostluktur. Altılı yarım dostluktur. Karşılık ve dörtlenmiş şekil görünüşüdür. Karşılama tamamen düşmanlıktır. Uğursuzluktur, kötülük mutluluğa tamamen uzaktır. Uğursuzluktur. Simetri ve görünüşe, görünüşün sınırına cürüm (kesme) denir. Bir yıldız bir yıldızla bakışmak istese kesişme noktasına erişip birleşir. Birleşme tam olduğunda bunların arasında bir yıldız diğerinden az kesişir. Bu ikisine bakmak istenince onun kesişmesi az olur. Birleşme tam olursa o bakışa göre gece o yıldız döner. Sonra dereceler aynı birleşme üzerine vardığında artar. Ay bir burca nakl olsa bir yıldıza döner. Birleşme sonuna erişirse uzak birleşme denir.
28. bölüm:
Yıldızların görünüşlerini açıklar. Zuhal yaşlılara, köylülere, eski alimlere, Hint Habeş grubu zenciler ve tarım yapanlara delelat eder. Güneş padişahlar, ulu kişiler ve hükümet ehlinin yıldızıdır. Zühre kadınların, hizmetlilerin, eğlenenlerin ziynet sahiplerinin yıldızıdır. Utarid hakimlerin yazıların, müsteşarların muhasebecilerin, hükümetin, astronomi alimlerinin, doktorların yıldızıdır. Ay, elçilerin, beylerin yolcuların, sakalsız hükümdarların yıldızıdır.
29. bölüm:
Hükümlere dayanmayı bildirir. Ay yıldızların mutluluğuna karşılık gelir.Eğer müşteriye bitişse bağlı olduğu burçtan dolayı ticaret yapmak, satmak, nakl etmek, hareket etmek iyidir. Eğer sabit burçtan olsa şehre girmek, işlere dayanmak, imaret yapmak iyidir.Eğer birleşme zühreyle olursa değişen burçtan ticaret yapmak ve yeni kıyafet biçmek, giymek iyidir. Eğer görünüş sabit burçtan olsa, akrepten olsa evlenme, süslenme iyidir. Eğer görünüş iki vücut sahibinde olursa ortaklık ve evlilik iyidir. Ve eğer uğursuz yıldız görünse düşmanlık bakışıyla hiçbir işe yaramaz. Ancak kötülüğü, fitneyi, binaları, yıkmak, yağmalamak iyidir. Zuhale bakılsa dostluk bakışıyla toprağa ait olan burçtan imaret yapmak ve tarımla uğraşmak iyidir. Eğer suya ait burçtan olsa tarımla uğraşmak bahçe sürmek iyidir. Eğer sabit burçta olsa şehirler yapmak, hisarlar kurmak, imaret yapmak iyidir. Eğer merihe bakılsa değişen burçtan ata binmek, cirit oynamak iyidir. Eğer basit burçtan olsa askerin hazırlanmasını görmek iyidir. Eğer burç iki vücut sahibinden olsa silah hazırlamak, savaş aletini görmek iyidir. Eğer güneşe baksa,yolculuk yapmak padişah huzuruna gitmek iyidir. Eğer sabit burçtan olsa şehre girmek, sultana yönelip işveilim yapmak iyidir. Eğer burç iki vücuttan olsa ulu işlere başlamak iyidir. Eğer ateş burcundan olsa süslenmek, altın gümüş eritmek iyidir. Eğer düşmanlıkla görülse iyi değildir. Bütün işlerden sakınmak gerekir. Eğer utarid görülse utarid mutlu olduğu halde ilim yapmak, yazmak, sevgi ve tartışma iyidir.
30. bölüm:
Bu bölümdehayatı düzenlemek için yıldızlara nasıl başvurmak gerektiği üzerinde durulur. Yükselme, alçalma, güneşe yaklaşma kötülüğü düşmanlığı mutlulukla yok etmeye çalışmayı destekler.Eğer yıldızın uğursuzluğu güçlü olsa, kötülükte tesiri eksik olur. Eğer yıldızın kötülüğü zayıf olursa kötülükte tesiri çok olur. Değişen işlerde burçlar seçerler, ayın birleşmesi o yıldıza ait olur. Mesela, yeni elbise giymek gerekir. Zühreyle birleşir. Zühre ziynete, elbiseye delalet eder. Yolculukta sabit olmayan burçlar gerekir. Eğer yolculuk karada olursa her şeyden arınmış olur. Eğer yolculuk denizde olursa burçlar suya ait burçlardır. Mutluluktan dönmemek gerekir. Dokuzuncu ev yolculuk evidir. Yedinci ev amaca ulaşma evidir. İkisinde de mutlu olmak gerekir. İlim için o burçlara yönelmek gerekir. Bu dört burç havaya aittir. Başaktır, yazın ilk yarısıdır.Ay, merih ve müşteri evinde olduğu zaman banyo yapmak, arınmak gerekir. Bir şeyi amaç edinmek için ateş veya hava burcu olmalıdır. Eğer amaç elden veya omuzdan olsa ayın ikizlerde olmaması gerekir. Ev için ayın yüksekte ve kuzeyde olması gerekir. Burçlar sabit olsa veya iki vücutta olsa, zuhalin hali iyi olursa, sultanların iş yapmak için ayın doğuda veya güneş evinde olması güneşin dostluğa dönük olması gerekir. Ticaret için değişken burçta olmak gerekir. Müşteriyle birleşip alım satım işinde burçların değişken olması gerekir. Mutluluktan uzak olmaması gerekir. Satış mutlulukla birleşiktir.
Eserin sonunda bu risalenin Hoca Nasir at-Tusî Allah rahmet eylesin tarafından tamamlandığı, Katipzade Mustafa b. Muhammed tarafından 1085 yılı Recep ayında istinsah edildiği bildirilir. Eserde genel olarak Eski Anadolu Türkçesinin genel dil özellikleri görülmektedir. Kelime hazinesi bakımından eser Farsçadan çeviri olması itibariyle Farsça kelimeler fazladır.
ESRA KARABACAK
Turkish Studies
International PeriodicalFortheLanguages, LiteratureandHistoryofTurkishorTurkic
Volume 8/9 Summer 2013
TERİMLER SÖZLÜĞÜ
arz (Ar.) enlem.
arz (Ar.) bir yıldızın burçların bulunduğu yere uzaklığı.
cedy (Ar.) Oğlak burcu
cenûb (Ar.) güney.
cevzâ (Ar.) İkizler burcu.
cevzehri (Ar.) on iki burcun dönüşü sırasında üç kesişme noktasından ilkinin adı.
delv (Ar.) Kova burcu.
esed (Ar.) Aslan burcu.
evc (Ar.) gezegenlerin merkezden en uzak noktası.
felek (Ar.) dünya, alem.
felek-i atlas, felek-i a'zam, felekü'l-eflâk gökyüzünün en son katı.
gurre (Ar.) Kamerî ayların ilk günleri.
hamel Koç burcu.
hamse-i müşterika Farisî aylarından İsfendârmend ayının sonunda kalan beş gün.
hamse-i mütehayyire Merih, Satürn, Jüpiter, Venüs, Merküre verilen ortak isim.
hût Balık burcu.
hüsûf (Ar.) ay tutulması.
ihtirâk (Ar.) bir gezegenin güneşe yaklaşması.
irtifâ (Ar. irtifâ')yükseklik.
ittisâlât-ı küllî tam birleşme, Ayın dışındaki gezegenlerin birleşmesi.
kadîmî (Ar.) Fârisîlerin Ferverdîn, Urdibehişt, Hurdâd, Tîr, Murdâd, Şehriyâr, Mihr, Abân, Abân, Azâr, Dili, Behmen, İsfendârmend aylarına verilen ad.
Kamer (Ar.) ay
kavs (Ar.) yay burcu.
kebîse (Ar.) dört senede bir tekrarlanan ve bir gün fazlası olan sene.
kevâkib (Ar. Kevkeb(yıldız) ’in çokluk biçimi) yıldızlar, gezegenler.
kırân, mukârene (Ar.) iki gezegenin bir burçta bulunması.
küsûf (Ar.) güneş tutulması.
magrib (Ar.) batı.
mahs-ı felek Venüs ve Mars.
maşrık (Ar.)doğu .
medâr (Ar.) gezegenlerin hareket noktalarının çizdiği daire.
mıntıkatu'l-burûc on iki burcun bulunduğu daire.
mîzân (Ar.) Terazi burcu.
Mirrîh (Ar.) Merih (Mars)
Müşteri (Ar.) Jüpiter
Nahs-ı asgar, Mirrih (Mars).
Nahs-ı ekber Zühal (satürn).
Nevrûz (Far. + Far.) güneşin balık burcundan koç burcuna geçişi.
Neyyir-i a'zam en büyük ışık, güneş.
Neyyir-i asgar en küçük ışık,
neyyireyn (Ar.)cisimlenmiş iki ışık (güneşle ay).
nısf-ı nehâr öğle vakti, gün ortası.
re's (Ar.) kuzeyde ayın kesişerek geçtiği nokta.
Sa'd-ı asgar Zühre (venüs).
Sa'd-ı ekber Müşteri (jüpiter).
saat-i muavvece eğim saati.
saat-i müsteviyye düzlem saati.
saat-i zamaniyye zaman saati.
salah (Ar.) kamerî ayların otuzuncu günü.
seb'a-i seyyâreyedi yıldız (gezegen), (Merih, satürn, venüs, jüpiter, merkür, ay, güneş)
seretân (Ar.) Yengeç burcu.
sevâbit (tek. Ar. sâbit) merkezlerinden ayrılmaz görünen yıldızlar, Merih, ay ve güneş.
sevr (Ar.) Boğa burcu.
süfliyyeyn (Ar.) Zühre (Venüs), Utarid (Merkür).
sünbüle (Ar.) Başak burcu.
Şems (Ar.) güneş
şenbe (Far.) gün.
şimâl (Ar.) kuzey.
tûl (Ar.) boylam.
uktedeyn (Ar.) on iki burcun dönüşü sorasında üç kesişme noktasından ikinci ve üçüncüsünün ovali.
ulviyyeyn (Ar.) Zuhal (Satürn), Müşteri (Jüpiter).
Utârid (Ar.) Merkür
Zehre (Ar.) Venüs
zeneb (Ar.) güneyde ayın kesişerek geçtiği nokta.
Zuhal (Ar.) Satürn
KISALTMALAR
Ar. Arapça
Far. Farsça
KAYNAKÇA
ADIVAR A. Adnan, Osmanlı Türklerinde İlim, İstanbul, 1991.
ARAT Reşit Rahmeti, “Türklerde Zaman ve Vakit Tesbiti”, Makaleler, C.I (1987), s. 165-179.
DEVELLİOĞLU Ferit, Osmanlıca Türkçe Ansiklopedik Lugat, Ankara, 1992.
EMİROĞLU Kudret, “Ay Adları Tarihçesi”, Tarih ve Toplum, C.7 (1984), s. 41-44.
ERTAYLAN İsmail Hikmet, Ahmed-i Dai Hayatı ve Eserleri, İstanbul, 1952.
KABAKLI Ahmet, Türk Edebiyatı Tarihi, 5c. İstanbul, 1997.
KandilliRasathanesiElYazmaları 2: Arapça –FarsçaYazmalar, ProjeEkibi: Esra Karabacak, Tahsin Ömer Tahaoğlu, Fatma Büyükkarcı Yılmaz, CumhureÜçer, BoğaziçiÜniversitesiYayınevi, İstanbul, 2012.
KARABACAK Esra, “Çağdaş Türk Lehçelerinde Zaman İsimleriÜzerineBirİnceleme”, V. Uluslararası Türk DiliKurultayıBildirileri I, 20-26 Eylül 2004, Atatürk KültürDilveTarihYüksekKurumu Türk DilKurumuYayınları, Ankara, (2004), s. 1525-1572.
MENGİ Mine, Eski Türk Edebiyatı Tarihi, Ankara, 1994. Osmanlı Devleti ve Medeniyeti Tarihi, IRCICA, 2c., İstanbul, 1994.
Osmanlı Dünyasında Bilim Ve Eğitim(1999) Milletlerarası Kongresi Tebliğler, IRCICA, İstanbul, 2001.
ÖZMEN Mehmet, Ahmed-i Da’i Divanı, 2c. TDK, Ankara, 2001.
PEKOLCAY Necla, İslami Türk Edebiyatı, İstanbul, 1994.
SARI Mevlut, El-Mevarid Arapça Türkçe Lugat, İstanbul, 1982.
STEİNGASS F, A ComprehensivePersian-English Dictionary, London, 1930.
ZENKER Jules Theodore, DictionnaireTurc-Arabe-Persan, C.1-2, New York, 1979.
Astroloji Türkiye ekibi olarak Doç. Dr. Esra KARABACAK'a çalışmasından ve bilimsel duruşundan dolayı çok teşekkür ederiz. ( Günümüzde art niyetli veya subjektif bakış açısına sahip bir çok biliminsanı bu ve bu gibi eserlerden astrolojik literatürü çıkartarak kaynakları tahrif etmektedir. Bugün bir çok bilimsel ve felsefi eserin içi ne yazık ki bu yüzden boşaltılmıştır.)
Astroloji Akademisi sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.