Sembolizm Dili & Gösterge Tespiti
GÖSTERGE (SEMBOLİZM DİLİ) NEDİR?
Mesleği ne yönetir? Bir haritada hangi öğelere bakmak lazım? Ölümün, şansın, eşin, düşmanın, kardeşin, kitapların, astrolojinin ve bilimin göstergeleri neler? Göstergeleri tespit ettikten sonra ne kadar detaya inebiliriz?
MESELE USTA YORUMU YAPMAK
Evet bir haritada ne kadar detaya inebiliriz? % 50 lik bir iyi ve kötü, başarılı/başarısız puanlaması oynarak amatör ve yüzeysel bir yorum mu yapmayı hedefliyoruz? Yoksa kişinin günlük hayatında hangi renkteki kıyafetleri tercih ettiğinden, mutlu hissettiğinde oluşan beden dilinden, hangi tarz ve modelde bir araba kullandığından, annesine hediye ettiği parfümün özelliklerinden ve hatta daha da ileriye giderek bunların zaman ve mekan ayırdını yapmayı mı hedefliyoruz? Eğer 2. şıkkı hedefliyorsanız sembolizm diline hakim olmalı ve gösterge tespitlerini çok doğru yapmalısınız…. Ve sentez gücünüz de müthiş olmalı.
Örnek:
Merkür: Her hangi bir yer aktarma aracının göstergesidir. (araba, tren, bisiklet, motosiklet, traktör, scooter, sadece yürümek… Ama hangisi?)
Diyelim ki haritada Merkür’ün Satürn ve Mars açısı var. Araçlar konusundaki seçeneklerimiz sınırlandırıldı: tren.
Tüm bu göstergeler astrologlar tarafından “sembolizm” olarak bilinir ve astrolojik tekniklerden çok ayrı bir klasmandır. Çünkü bir konunun veya şeyin göstergesini bilmeden astrolog haritada nereye bakacağını bilemez. Doğru bir gösterge tespitinden sonra bile olay bitmez. Zira usta bir yorumcu olmak için işte yukarıda örneğini verdiğim sentez gücüne ihtiyaç vardır. Üstelik göstergeler (nam-ı diğer sembolizm dili) içi safsata ile doldurulmuş en büyük alandır.
SEMBOLİZM EVRENİNİN DOKUSU VE KOKUSU
Karmaşık bir dünyada yaşadığımız için (çok şükür ki) bir şeyin aslında tek bir göstergesi yoktur. Tren örneğinde Merkür olsa olsa sembolizmin (atıyorum, zira ölçüm yapmak olanaksız) % 40’ını kendisinde barındırır. Satürn % 20’sini alsa (sınırlandırılmış alanda hareket, teknoloji), Mars %10’unu alsa (makine, demir), Ay %5’ini alsa (halk kitlesi ve depo)…… Sembolizm dili de aynı astrolojik bir harita gibidir aslında….
Bugün yaygın olarak bilinen sembolikler haricinde (Venüs ikili ilişkiler, Merkür iletişim gibi) komplike kavramlar gerektiren konu veya şeylerin sembolizmi ilk başlarda karışık görünür. Eskilerin bile sık bilgi kaybından yaşanan zorluklar nedeniyle bu konuda kafası karışıktır.
Halbuki astrolog olmak demek sadece teknik bilmek demek değildir. Kanımca önce sembolizme hakim olmak gerekir. Ve bu durum bir yetenek ve (en korkuncu) ezber gerektirmez, geliştirilebilirdir.
Bu nedenle 2012 yılında ders vermeye başladığımdan bu yana, Astroloji Akademisi grubunda en sık yaptığım canlı atölyeler yoğun olarak göstergeler üzerinde olmuştur. İlginç bir fotoğraf koyarım ve o fotoğrafın göstergelerini gerek hemen, gerekse de tartışarak tespit ederiz. Meslekler, insanlar, davranış kalıpları, eğlence çeşitleri, biyolojik farklılıklar, ilişki kurma çeşitleri, spor vb… Sık sık komik ve yaratıcı geçer ve bu yüzden de beynin hem sağ, hem de sol lobunu aynı anda çalıştırdığı için “katılımcılar açısından” bilgi daha kalıcı olur, tek bir eğitmenin kendi gerçekliğine ve kabullerine dayanan ezberci bir sembolizm algısı olmaz. Beynin kısımları hakkında bile gösterge tespiti yaptığımız çılgın atraksiyonlarımız vardır. Tam da astrolojinin engin sembolizm ve kolektif katılım boyutuna uygun. Velhasıl bunu “ezber” bilginin kişiyi astrolog yapmayacağına olan inancımdan dolayı yapıyorum. Ve buz dağının sadece ucunu gördüğümüz bu bilimde; dibin dibi, detayın detayı olduğunu, şüpheci ve tartışabilen bir zihnin ezberci bir zihinden üstün olduğunu vurgulamak istiyorum.
KADİM DÜNYA GÖSTERGELERİNE KUŞKUYLA YAKLAŞMA ZORUNLULUĞU
Bazen konuların veya şeylerin tek değil iki, hatta bazen üç göstergesi olur. Örneğin “evlilik” iki göstergeye sahiptir. Venüs + Satürn. Venüs ilişkilerdir. Ama kendi başına herhangi bir ilişkidir. Venüs’ün yanına Satürn koyduğumuzda “ciddi ve resmi” bir anlamını elde etmiş oluyoruz. Bu dünya üzerinde yaşayan çoğu kişinin üzerinde anlaşmış olduğu evlilik tanımıdır. Karşımızdaki insanı ciddiye almak. kalıcı bir ilişkiye adım atmak. Hatta bazen evlilik kurumu bile diyoruz. Bu iki göstergeye birden bakarak kişinin “evlilik” hakkındaki düşüncelerini anlayabiliriz. İlerletilmiş haritalarda da olası bir evliliği tahmin edebiliriz. Çünkü bakmamız, aramamız gereken göstergeleri bulduk.
Şimdi sembolizmi bir başka yönden ele alalım. Diyelim ki astroloğun içinde yaşadığı toplum için “evlilik” bir büyüme ve gelişme fırsatı olsun.
Örneğin Antik dünyada evlilik tam olarak da budur. Babalar genellikle kızları on iki, on dört yaşlarına geldiklerinde koca arayışına girerlerdi. Koca neredeyse istisnasız olarak gelinden daha yaşlı olurdu. Üst sınıfa mensup kızlar çok genç yaşta evlenirken daha alt sınıftan kızların onlu yaşlarının sonlarında veya yirmili yaşlarının başlarında evlendiklerine dair kanıtlar vardır. Bir koca, karısı ve çocukları üzerinde onları cezalandırmaya, satmaya ve hatta uygun gördüğünde öldürmeye değin varan hatırı sayılır bir güce sahipti. Kocalar cinsel arzularını fahişelerle giderirken evdeki kadın onlar için hizmet gören ve kocaya ileride hizmet verecek çocuklar doğuran sıradan birisiydi. (Daha fazla bilgi için bkz: http://www.evlilikterapisi.eu/eski-yunanistan-ve-romada-evlilik/)
Evlilik olgusuna bu gözle bakıldığı için Venüs + Satürn’le ifade bulan ciddi veya resmi ilişki kavramı onlarda olamazdı. Zaten evlilikler de herhangi bir resmi otoritenin onayına sunulmazdı. Her zaman kişiseldi. O çağın ve o toplumun evlillik göstergeleri gerçekten de Venüs + Jüpiter’di. Yani büyüme ve gelişme fırsatı olarak görülen bir ilişki. Zeus’un aşk maceraları ve Hera’nın (ana tanrıça figürlerinden birinin Yunan mitolojisindeki yepyeni hali) kıskançlıkları o dönemin ataerkil düzeninde, kahramanlık çağı’ndan kalma arketiplerin, deforme edilmiş eğlenceli bir fantezisiydi.
Bir başka, çok daha basit bir örnekten gidelim. Eski çağlarda Güneş Tutulması “kralın ölümü” idi. Peki bir ülkenin Güneş’i üzerinde tutulma olduğunda liderimiz ölüyor mu? Ölmüyor. Çünkü eski çağlarda “yönetimin değişmesi” sadece kralın ölümü ile gerçekleşebilirdi. Günümüzde ise yönetimin değişmesi liderin ölümüne değil, seçimlere bağlıdır. Bugün modern çağda bu yüzden kral ölecek demiyoruz. Yenilik dalgası geliyor diyoruz.
Geçmişte evcil hayvanlar 6. evle temsil edilirdi. Çünkü 6. ev sorumluluklar yeridir. Bu yüzden çalışanlarımız da buradan görülür. Evcil hayvanların böcek, fare yakalayarak, evi koruyarak vb. yaptıkları hizmetler günümüzde yerini bambaşka semboliklere bırakmıştır. (Gene de kişisel anlamda 6. ev yerine 5. ev olsa bile kolektif anlamda kölelik devam etmektedir elbette, hem insan, hem de hayvan için)
GÖSTERGE NASIL TESPİT EDİLİR? OBJEKTİF VE SUBJEKTİF YAKLAŞIM FARKI
Yukarıdaki bölümde aslında az çok anlaşılıyor. Sembolizm yöntemi kullanılacaksa ilk olarak konunun ve şeyin “evrensel” tanımını iyi yapmak gerekiyor. Subjektif algınızı devre dışı bırakıp konunun veya şeyin “tanımını” yaptığınız anda zaten “anlıyorsunuz”. Çünkü astrolojinin klasik yöneticilerinden biri yada ikisinin, siz tanımı yaptığınız anda uyduğunu farkediyorsunuz.
Subjektif tanımlar ancak kendi çerçevemizden bakabildiğimiz tanımlardır. Bir konunun veya şeyin bize “hissettirdikleri”. Bu yüzden evrensel sembolizm dilini anlamamıza yardımcı olmazlar. Mesela aşağıdaki fotoğrafı sembolik bazda ele almaya çalışalım:
Fotoğrafta uçaktan atlayan (Jüpiter) bir sporcu (Mars) görüyorsunuz. Alan ise, açık hava sporlarını temsil eden 9. ev. Bu çok basit ve objektif yani “olanı anlatan” bir tanım.
Eğer tüm ekipmanların yeterli olduğunu görseniz bile, bu spordaki ölüm riskinin çok düşük olduğunu bilseniz bile bu fotoğraf size “tehlike” hissettiriyorsa fotoğrafa kendi haritanızdan bakıyorsunuz demektir. Ve bir çok insan da bu tanımıza haliyle katılacaktır. Çünkü tehlikeleri anlatan 8. ev 9. evin 12. evidir. Ve Jüpiter ile Mars birlikteliği de aşırılık demektir. Doğal olarak bunlar da “yan” sembol olarak kullanılabilir. Size çok normal, tehlikesiz gelen bir spor ise zaten halihazırda bu göstergeler haritanızda var, alışkınsınız veya etkilenmiyorsunuz demektir. Böyle bir durum ise “yan” sembol olarak kullanılamazlar çünkü göstergelerin “evrensel” olmaları gerekir.
(Son atölyede bu fotoğraf üzerinden anarşi yaratan öğrencilerime not: Bu fotoğrafa bakıp “uçan dede, yarasa, uçan memeli, ama onun memeleri sayılmaz.” gibi aslanlarınızı besleyen seri cümleler kurduğunuz için sınıfa acı biberli kurabiyeyle geleceğim)
Geçtiğimiz aylarda bilim ve teknolojinin Uranüs ve Kova ile değil Oğlak ve onun yöneticileri Satürn ve Mars’la temsil edildiğine dair, içinde istatistiki kanıtlar olan bir makale paylaşmıştım. (Bkz: Oğlak: Bilim, Deha ve Teknoloji )Bu yazıda da “teknoloji” kavramını sembolizmi açısından ele alalım. Öncelikle teknoloji kelimesi için “evrensel tanım”:
“İnsanın maddi çevresini denetlemek ve değiştirmek amacıyla geliştirdiği araç gereçlerle, bunlara ilişkin bilgilerin tümü.” “Aslına yönelerek meseleyi kavramaya çalıştığımızda insan ve teknoloji arasındaki ilişki son çağların bir olayı değildir.” – İ. Özel (Kaynak: TDK)
“Yunanca “sanat” ve “bilmek” sözcüklerinden oluşmuştur. Bir insan etkinliği olarak teknoloji, insanlık tarihinde bilim ve mühendislikten önce ortaya çıkmıştır. Teknolojinin, bilimin uygulamacı yönü olduğu görüşler de vardır.”
Şimdi sırayla sembolik olarak düşünelim. Maddi çevreyi denetlemek ve değiştirmek Satürn prensibi olarak biliniyor. İki tanımda da eskiliğine atıf yapılmış ki bu da Satürn. Sanat kelimesi Satürn’ün Terazi yücelimine de uygun, denge ve düzenin estetiği. Araç-gereç ve uygulama denildiğinde ise akla Merkür ile Mars geliyor sırayla. (Ek bilgi: Oğlak burcunun ilk mısır sınırı Merkür ile başlar. Ve Babil astrolojisinde Devrim Yılmazer’den edindiğim bilgiye göre Merkür ile Satürn aşırı benzerdir, birbirlerinden ayrılamazlar.)
Şahsen “teknoloji” dendiğinde bir astrolog olarak teknoloji ile ilgili haritalarda Oğlak burcunun yöneticilerini görmekle kalmıyorum. Yapılan evrensel tanımlar da “sembolik” olarak uygun.
Haliyle gösterge tespiti yapmak için astroloğun elinde iki araç vardır:
1- Evrensel tanımlar ve sembolik kavrama.
2- Deneyim. (Görece vakit alıcı ama daha net, kanıtlı ve doğrulanabilir/yanlışlanabilir yöntem)
Doğru bir şekilde gösterge tespit etmek bir astroloğa ne kazandırır? Ne kazandırmaz ki? Bir konuda yaptığınız yanlış tespitlerden ve hatalı tahminlerden kurtulursunuz her şeyden önce.
Astroloji öğrenimimin ilk 10 yılı bu hataları zihnimden atmaya çabalamakla geçti. Rahatlıkla bir 10 yıl gereksiz bir kaybım olduğundan bahsedebilirim. Çünkü bir de yaygın iki psikolojik mekanizma da devreye giriyor: Uyum Psikolojisi ve Ket Vurma.
Uyum psikolojisini aşağıdaki deney videosu çok güzel anlatıyor:
[ms_youtube link=”https://www.youtube.com/watch?v=U1__sHLRF-M” width=”100%” height=”100%” mute=”no” autoplay=”no” loop=”no” controls=”yes” class=”” id=””][/ms_youtube]
“Ket vurmayı birçok eğitimci transferle birlikte ele almaktadır. Bu nedenle ileriye ket vurmayı da bu kapsam içerisinde incelemek gerekmektedir. İleriye ket vurma eski öğrenilen bilginin yeni bilgiyi bozması, karışmasına neden olmasıdır. Örnek üzerinden anlatmak gerekirse. Bir çocuk 23 Nisan için yeni bir şiir ezberliyor. Daha sonra öğretmeni ezberlediğin şiiri oku dediğinde ise geçen yıl ezberlediği şiir aklına geliyor ve onu okumaya başlıyor. Buda ileriye ket vurma durumunu ortaya çıkarmış oluyor. Örnekte de görüldüğü gibi ileriye ket vurmada yeni bilginin yerini anlık olarak eski bilgi alıyor. Ancak yeni bilgi tamamen unutulmuyor. Sadece istenilen zamanda doğru şekilde ortaya çıkmıyor.” (Kaynak: http://www.psikolojik.gen.tr/ket-vurma.html)
Şu yazım konuyla biraz ilgili: Astroloji ve Sezgi
Astroloji Akademisi sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.