12. evde Şifâ

12. ev arkaplanda çalışan bir program gibidir. Kolektif bilinçaltının evi. Birisine gizlice söylediğiniz bir söz, gizlice yaptığınız bir şey, manüplatif hareketleriniz, kimsenin bilmediğini düşündüğünüz, güç elinize geçtiği anda yapabileceğiniz en hırslı arzularınız… Veya tam tersi, kimsenin bilmediği yardımlarınız, en gizli fedakarlıklarınız, idealleriniz, güç elinize geçtiği anda, fırsat olduğunda bile ahlaki davranmayı seçebilecek olan veya “gücü itecek güce” sahip davranış kalıplarınız…

Hemen hemen her şey bu evde aslında açıkça ortadadır. Çoğunlukla şunu düşünmeli: “Elinde fırsatı olmayan bir insanın iyi görünmesinden normal bir şey yoktur. Önemli olan eline fırsat geçtiği an yaptıklarıdır. Bizi biz yapan haritalarımızdaki gök cisimleri değil, o gök cisimleriyle ne yapmayı seçtiğimizdir. X açısıyla yalanı da seçebiliriz, resim yapmayı da” Düşünüldüğünün aksine iyi bir şey yapmak kötü bir şey yapmaktan daha zordur.

Tüm bunlar yüzünden bazı insanlar ortada geçerli bir mantıksal/davranışsal/fiziksel vb. bir neden yokken de sevilirler veya sevilmez, itici bulunurlar. Çünkü 12. evde her şey türün geneli için berraktır aslında. Topluma genel olarak, görünür bir sebep yokken bile itici gelen insanlarda sisteme yanlış gelen bir şeyler olabilir….

Bizler sadece birbirimize incecik bağlarla bağlı olduğunu unutan, aslında hiç bir sırrın olmadığı gerçeğini kabullenemeyen bir türüz o kadar. Türsel bellekten bizlere bakış atabilen atalarımız için gülünç durumdayız. Hatta belki başka türler için de. Bakış açımız dar, sığ. Üstünde incelikle çalışılmış davranışlarımız, konuşmalarımız ve fiziğimizin vb. sayesinde her şeyi halledebileceğimiz sanrısına ve halledemediğimizde de bunun ana nedenlerini anlayamamak, başkalarına, kadere ve tanrıya projekte etmek zavallılığına sahibiz.. Davranış, fizik ve diğer maskeler yaşamın bir bölümünde çökmeye mahkumdur.

12. ev şifa evidir: Dumansız ateşin (ateş evlerinin en alttaki evi, ateşin en altı, 11. ev, ufuktan 2 yay yukarıda başlar) kıyısındadır. Biz buradaki yanlış davranışlarımızın farkına vardığımızda, arınmayla birlikte o ünlü yolculuk başlar, yukarıya, arındırıcı ateş evlerine, göklerden haberlerin alınabildiği, sidretü’l-müntehâya doğru..

Bu evde önce teslim olmalıdır (kabûllenme). Bu teslimiyet hastanedeki veya hapishanedeki gibidir: Hastalığın teşhisini sistem (Satürn) koyar ve siz de bilincinizle kabul eder, yapılması gerekenleri yaparsınız. İçeceğiniz hapın içindekileri sorgulamak, karşı çıkmak egodan başka bir şey değildir bu noktada…

“İnsan varlığı önceden belirlenmiştir ama varlığının bilincinde özgürdür.” Astrolog Jean Carteret